sağlık, kadın, hastalıklar, cilt bakımı, sağllık haberleri, sağlık bilgileri, çocuk, pspikoloji

futbol oyunları

Sevgili oyun severler, sizler için hazırladığımız bu oyun sitesine mutlaka göz atmalısınız. Bu sitede özellikle spor oyunlarına ağırlık verilmektedir. Futbol oyunlarından maç oyunlarına, tenis turnuvalarından boks müsabakalarına kadar birçok oyun görebileceksiniz. Lafın kısası bu sitede yok yok…

Değişik ülkelerle turnuvalarda oynayabileceğiniz tek kişilik yada iki kişilik futbol oyunları oynayabileceğiniz bir çok oyun var. Sayfamızda spor oyunları kategorisi altında olimpiyat oyunları yüzme oyunları kayak ve tenis oyunları gibi birçok oyunlar mevcut. Maç tutkunları için iki kişilik maç oyunları teke tek maç oyunları oynayabileceğiniz kategorimiz mevcut. Dedik ya sitede yok yok! Oyun severler için hazırlanmış birçok güzel oyuna ulabişilmeniz mümkün. İstediğiniz oyunu iletişim bölümünden formu doldurarak isteyebilir sitede yayınlanmasınıda sağlayabileceğiniz gibi istediğiniz oyunuda önerebilirsiniz. Haydi maça! Futboloyunlar1.com

Bu siteye bir giren birdaha kopamıyor! Hergün farklı ve yeni oyunlar ekleniyor. Türkçe ve ingilizce olmak üzere birçok dilde futbol oyunlarını bu sayfa üzerinde görebileceksiniz ve keyifle oynayabileceksiniz.

Erkekleri utandıran durum

Erkekleri utandıran durum

Utanç duygusu hem tedaviyi zorlaştırıyor hemde kişiyi çözümden uzaklaştırıyor. Tüm bu sorunların sadece hastalık olduğunun bilinmesi ve tedavilerinin olduğunun unutulmaması gerekiyor.

KADIN, İDRAR KAÇIRMADAN YANA DERTLİ

Kadın Hastalıkları ve DoğumUzmanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, toplumun yüzde 5’inin cinsel yolla bulaşan hastalıklar nedeniyle jinekoloji polikliniklerine başvurduğunu belirtiyor. Ünlü’ye göre, kadınlar cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en çok HPV enfeksiyonu sonucu gelişen kondilomlardan utanıyor. Genellikle birden çok partneri olan veya günlük ilişkiler yaşayan kişilerde ortaya çıkan bu hastalık, bulaşıcı özellik taşıyor ve
estetik olmayan bir görüntü oluşturuyor. Prof. Dr. Ünlü, kadınların, kötü imaj oluşturabileceği kaygısıyla, bu hastalığı sır gibi sakladığını söylüyor. Kadınların en çok utandıkları diğer hastalıklar ise vajinal enfeksiyonlar. Ünlü, bu konuda, “İdrar kaçırma en çok utandıran kadın hastalığıdır. Türkiye’de her 5–10 kadından birini etkileyen idrar kaçırma sorununun açıkça dile getirilememe nedeni çevreye yayılan kötü kokudur. Kadınlar özelliklemenopozdan sonra sık görülen idrar kaçırma sorununu doktorlarına bile söyleyemiyor. Bu durumda sorun rahim sarkmasına kadar ilerleyebiliyor” diyor.

ERKEKLERDE KAYGI DUYGUSU HÂKİM

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Sinan Zeren, erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en sık
penisin içindeki idrar yolunun iltihabı olan üretritlerle karşılaştıklarını belirtiyor. Sık görülen bir diğer hastalık ise HPV’nin yol açtığı siğiller. Bunlar genital bölgede değişik büyüklüklerde küçük et benleri şeklinde ortaya çıkıyor. Toplumda, ‘erkek adamın çapkınlık yapması normal’ şeklinde bir görüş olduğu için erkekler bu hastalıklara yakalandıklarında utanç duymaktan çok, evlilikleri ve ilişkileri nedeniyle bunu nasıl ifade edecekleri kaygısına kapılıyor.

HORLAMAK EN ÇOK KADINI UTANDIRIYOR

ÜLKEMİZDE her 5 erkekten biri horlarken, kadınlarda bu oranın 10’da bir olduğu belirtiliyor. Ancak yaş ilerledikçe, özellikle menopoz sonrasında, bu oran kadınlarla erkeklerde eşit duruma geliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.
Çağlar Çuhadaroğlu, horlama şikâyetiyle hekime başvuranların çoğunun komik duruma düşme kaygısı yaşadığını söylüyor. Horlama, ülkemizde genellikle alay konusu oluyor. Özellikle kadınlar, partnerlerinin horlamalarını duyacağı düşüncesinden çok utanıyor. Oysa bu durum birçok hastalığın habercisi olduğu için kişilerin utanma duygusunu bir kenara bırakarak doktora başvurmaları ve tedavi olmaları gerekiyor. Erkeklerin çoğunun, ‘erkek adam horlar’ şeklinde bir düşünceye sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Çuhadaroğlu, horlamanın boşanma nedeni bile olabildiğine dikkat çekiyor. Çuhadaroğlu, bu durumu gerçek bir vaka örneğiyle anlatıyor:

ERKEK ADAM HORLAR!

“Bir kadın hastam, horladığı için eşinin kendisine boşanma davası açtığını
söylemişti. Yaptığım görüşmede öğrendim ki kocası da horluyormuş. Bunu sorduğumda eşinden aldığım yanıt, ‘Ben erkeğim, tabii horlarım’ oldu. Tedaviden sonra kadın hastamızın horlama sorununu çözdük ama çiftin boşanmasının önüne geçemedik. ‘Bir hafta sonra evleneceğim ve eşimi rahatsız etmek istemiyorum. Lütfen horlama sorunuma bir çözüm bulun’ diyen hastalar da oluyor. Bu durumda, bize evlenmeden 3-4 ay önce gelmelerini öneriyorum. Çünkü horlama, bir haftada çözülebilecek bir sorun değildir.”

Erkekler elle muayeneden UTANIYOR

50 yaş üstü insanların yarısında, hemoroidal hastalığın oluşturduğu yakınmalara rastlanıyor. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, “Erkekler, ‘Hemoroit sorunum var’ dedikleri zaman,
elle (rektal) muayene olmaları gerektiğini biliyor. Bundan utandıkları için hastalıklarını saklama ihtiyacı duyuyor ve kendi yöntemleriyle tedavi olmaya çalışıyorlar. Makat bölgesiyle ilgili yakınması olan hastaların çoğu, rektal muayene olmamak için, ‘Basurum var’ diye eczaneye gidiyor ya da daha önce bir yakınının kullandığı ilaçlarla kendini tedavi etmeye çalışıyor” diyor.

Ceyda Erenoğlu

Erkekleri utandıran durum

Lazerle dövme sildirme

Dövme yaptırmak son yılların trendleri arasında yer alıyor. Kalıcı dövme yaptıran kişilerin çoğu bir süre sonra dövmelerinden sıkılıyor yada çeşitli sebeplerden dolayı sildirmek istiyor. Epilasyondan hastalıkların tedavisine kadar bir çok yöntemde fayda sağlayan lazer yöntemi artık dövme sildirmede de yardımcı oluyor.

lazer Lazerle dövme sildirme

Dövme, deri üzerine çeşitli aletler yardımıyla birtakım geçici ya da kalıcı boyaların uygulanması ile oluşan cilt yüzeyinde şekiller bütünüdür. Tarih boyunca çeşitli amaçlarla yapılan dövmeler günümüzde çeşitli felsefeleri, düşünceleri yansıtmakta bazen de estetik görünüşü arttırmak için yapılmaktadırlar. Çeşitli renkte boyalarla yapılan dövmeler vücudun her yerine uygulanmakta, farklı motif, yazı ya da şekillerde olabilmektedir.

Dövme sildirmenin çeşitli yöntemlerle yapılabilir, ancak günümüzde lazerle dövme silme haricinde başarılı olabilecek bir başka yöntem bulunmamaktadır. Lazerle dövme silme haricinde hastalara kesinlikle önermediğimiz kimyasal ajanlar kullanarak dövme silme çıkarma, ameliyatla dövme çıkarma, dermabrazyon cilt soyma yaparak dövme çıkartma yöntemleridir. Bunların tamamında hem bir iz kalmakta, hem yanık oluşabilmekte, lekelenmeler meydana gelmekte ve eskisinden kötü bir sonuç alınabilmektedir.

Lazerle Dövme Sildirme

Dövme sildirme tedavisinde, lazer dışındaki diğer yöntemler başarılı olmaz ve genellikle iz bırakırlar. Bu yüzden günümüzde lazerle dövme tedavisi yapılmaktadır. Dövme silme tedavisinde kullanılan lazerler, Q-switched denilen nanosaniye gibi çok kısa sürede, belirli enerji miktarını verebilen makinelerdir. Dövme sildirme tedavisinde dövmenin cinsine uygun lazerler dalga boyuna göre belirlenir. Uygun dalga boyunda lazer ışığı kullanıldığında, dövme boyası parçalanır. Çok ufak parçalara ayrılan boya yani pigment partikülleri, hücreler tarafından taşınarak vücuttan atılır.

Lazerle Dövme Sildirme İşleminde Kullanılan Cihazlar

Dövme sildirme işleminde dövmeyi oluşturan pigmentlerin renklerine göre farklı tipte lazer cihazları kullanılabilir. Sarı ve yeşil renkler, lazerle dövme silme işlemine en dirençli olanlardır. Siyah ve mavi renkler ise en kolay silinenlerdir. Dövme sildirme amaçlı üretilen üç tip lazer cihazı Q-Switched (Q-anahtarlı) adı verilen bir teknolojiye sahiptir. Bu teknikle kısa ve yüksek enerji içeren ışın atımlar yapılır.

§ Q-switched Ruby,
§ Q-switched Alexandrite,
§ Q-switched Nd:YAG, bu sınıf lazerlerde en yeni sistemdir ve özellikle kırmızı, mavi ve siyah renk içeren dövmelerin silinmesinde kullanılır.

Dövme Sildirme İçin Son Teknoloji Spectra Nd:YAG LAZER

Lutronic tarafından üretilen Q-switched Nd:YAG lazer olağanüstü başarısı ile ödüllü bir lazer sistemidir. Nd:YAG lazer serisinin en yeni ürünü olan Spectra, hafif ama daha güçlü olup kullanımı kolay, güvenilir ve geniş uygulama alanı sunan bir sistemdir. Çeşitli estetik uygulamalar için tasarlanan Spectra Q-switched Nd:YAG lazer 4 adet dalga boyu üretme kapasitesine sahiptir. Foto-mekanik bir sistemle bu cihaz pigmentli birçok lezyonu tedavi ederken, koyu renkli dövmeleri kolaylıkla, yine zor renkleri de rahatlıkla çıkartabilme özelliğine sahiptir.

Spectra Q-switched Nd:YAG lazer ışığının kuvvetli atışlarını kullanarak son derece etkili bir şekilde pigmentleri ve dövme partiküllerini etrafındaki sağlıklı dokuya zarar vermeden hafifletir ya da tamamen yok eder. Melanozom ve dövme partikülleri lazer ışığına maruz kaldıklarında, vücudun doğal drenaj sistemi tarafından emilen küçük parçacıklara bölünürler.

Lazerle Dövme Sildirme İşlemi Nasıl Gerçekleşir?

Lazerler kısa atımlı yoğunlaştırılmış ve belli bir bölgeye dağılmadan konsantre olan ışık enerjisi üretirler. Bu ışık derinin üst tabakalarına zarar vermeden geçer ve seçici olarak dövmeyi oluşturan pigmentler tarafından absorbe edilir. Lazer enerjisi dövme pigmentlerinin küçük parçacıklara bölünmesini sağlar. Bu küçük parçacıklar daha sonra vücudun immün (savunma) sistemi tarafından yok edilirler. Lazerle dövme sildirme işleminde kullanılan cihazlar dövme pigmentleri tarafından en iyi emilecek dalga boyunda ışınlar üretir. Bu ışınlar sadece pigment tarafından tutulmakta, dövme çevresinde bulunan normal dokuları etkilememektedir.

Her dövmenin kendine özgü olması sebebiyle, sildirme teknikleri de her bir vakaya özel planlanmalıdır. Profesyonel yapılmış dövmeler genelde derinin alt tabakalarında ve aynı derinliktedir. Dolayısıyla lazerle dövme sildirme işlemi de tüm dövme üzerinde genellikle homojen sonuç vermektedir.

Amatör dövmeler ise usta bir el tarafından yapılmadığı için pigment farklı derinliklere verilebilmektedir. Bu durumda aşırı derine verilmiş pigmentlerin temizlenmesi zorlaşmaktadır. Yeni bir takım mürekkepler ve pastel renklerin kullanıldığı profesyonel dövmeler oldukça dirençli olmaktadır ve tamamıyla temizlenmesi oldukça zordur.

Lazerle Dövme Sildirme Sıkça Sorulan Sorular

Dövmenin Rengi Lazerle Dövme Sildirme İçin Önemli midir?

Siyah; ışığı tamamen absorbe edebilen yani tüm dalga boylarını absorbe eden bir renk olduğundan, lazerle dövme sildirme tedavisine en hızlı yanıtı verir. Koyu renkler de siyaha yakın etkiler gösterdiği için dövme sildirme işlemi kolay olmaktadır.

Yeşil gibi bazı renkler sadece bazı dalga boylarındaki ışınları absorbe eder ve pigment rengine uygun dalga boyu üreten lazerlerle silinebilir.Yeşil ve sarı gibi renkler ışığı daha az emebildiğinden dövme sildirme uygulaması 532 nm Q-Switched lazer ile yapılmaktadır.

Kırmızı, kahverengi, sarı renkli dövmeler, 532 nm Q-switched lazer ile tedavi edilir.Mavi, siyah yeşil dövmeler 1064 nm Nd-YAG Q-switched lazer ile yapılır.
Spectra, 1064 nm ve 532 nm olmak üzere iki farklı dalga boyu üretebilen bir Q-switched Nd:YAG lazerdir. Dolayısıyla Spectra lazer ile her renkteki dövmeler silinebilmektedir.

Lazerle Dövme Sildirme İşlemi Ağrılı mıdır?

Dövmelerin gerek yaptırılması gerekse sildirilmesi süreçlerinin çok konforlu olduğu söylenemez. Lazer cihazının güçlü ışın atımları deri ince lastik çarpmış gibi hafif bir hisse neden olur. Hastalar açısından tolere edilebilmektedir. Gerekirse lokal anestezi içeren krem ya da lokal anestezi uygulanabilir.

Lazerli Dövme Silmenin Sonuçları Nasıldır?

Lazer ışığını pigment (dövme boyası) emer ve ışık enerjisi hücre içinde ısı enerjisine dönüşür; pigmenti barındıran hücre tahrip olur ve pigment hücre dışına çıkar. Hücre dışındaki pigmenti makrofaj denilen savunma hücreleri alarak lenfatik sistem vasıtasıyla o bölgeden uzaklaştırırlar. Bu süre bir çeşit yara iyileşmesi sürecidir ve kişisel farklılıklar göstermektedir. Yeniden aynı bölgeye lazer uygulanması içinde bu bölgede yara iyileşmesinin bitmesi gerekmektedir.

Lazerle Dövme Sildirme Kaç Seans Sürer?

Genelde dövmenin tamamen silinebilmesi için tekrarlayan seanslara ihtiyaç duyulmaktadır. Seans sayısı dövmede kullanılan mürekkep tipi ve mürekkebin ne kadar derine enjekte edildiği ile yakından ilgilidir.

Seans sayısı genellikle değişkendir. Bazı dövmeler bir iki seansta çıkarken bazıları içinde en fazla 5 seans tedavi gerekebilir. Seans aralıkları genellikle 1 aydır. Bu süre, yukarıda bahsedildiği gibi dokunun iyileşmesi ve pigmentin kaybolması için geçen süredir.

Lazerle Dövme Sildirmede Cilt Rengi Önemli midir?

Cilt rengi ne kadar açıksa, dövme o kadar kolay çıkarılmaktadır. Koyu renklilerde tedavi şansı açık tenli hastalara göre daha zor ve uzun bir süreç almaktadır.

Dövmenin Yapıldığı Alan Lazer ile Dövme Sildirmede Önemli midir?

Yüz bölgesi, boyun gibi alanlar kılcal damarlardan zengin ve iyileşmesi hızlı, kaliteli bölgelerdir. Dolayısıyla bu alanlarda uygulama yapılırken daha yüksek lazer enerjisi kullanılabilmekte ve daha hızlı sonuçlar alınabilmektedir.

Lazerle Dövme Sildirme Sonrasında Neler Yapılmalıdır?

Lazerle dövme tedavisinden hemen sonra bölgeye anti bakteriyel bir krem uygulanır. Tedaviden bir gün sonra duş alınmasında sakınca yoktur ancak bölge sertçe ovulmamalıdır. Tedaviden sonra birkaç gün bölgede güneş yanığı hissi duyulur ve birkaç hafta kızarıklık devam eder.

Lazerle Dövme Sildirmenin Yan Etkileri Nelerdir?

Lazerle dövme sildirme tedavisinin önemli bir yan etkisi yoktur. Nadiren tedavi edilen bölgede hiperpigmentasyon (renk koyulaşması) veya hipopigmentasyon (renk açılması) görülebilir. Tedaviden sonra bölgede nadiren enfeksiyon olabilir veya çok nadiren yara izini andıran bir iz kalabilir.

Dövme Tamamen Kaybolacak mı?

Birçok durumda kaybolmakla birlikte, % 95′ den fazla soluklaşmış dövmede başarılı bir netice alınmış demektir. Bununla birlikte, bugün tüm dünyada kullanılan birçok mürekkep çeşidi olduğunun bilinmesi önemlidir. Hangi dövme mürekkebinin, hangi derinlikte uygulandığının bilinmemesi, dövmenin hangi oranda silinebileceğini tahmin etmeyi de imkansız hale getirir.

Lazerle Dövme Sildirmenin Fiyatları Nelerdir?

Lazer ile dövme sildirme işleminin fiyatları dövmenin büyüklüğüne, rengine, yapılış biçimine göre değişmektedir. Dövme sildirme fiyatları seans başına ödenebileceği gibi, paket fiyatlar hastalar için daha avantajlı olabilmektedir.

Lazerle Kalıcı Makyaj Silinebilir mi?

Tıpkı dövmede olduğu gibi kalıcı makyaj da lazer ile silinebilmektedir. Seans seans yapılan bu işlem makyajın rengine göre değişebilmektedir. Sıklıkla kaş, dudak, göz çevresine yapılan makyajlar lazerle güvenli olarak yok edilebilmektedir.

Lazerle dövme sildirme

Yaz aylarında güneşin cildimize olumsuz etkileri vardır. Güneşte uzun süre kalan kişilerde cilt kuruması ve sertleşmesi görülmektedir. Cildinize doğru bakımı yaparak güneşin zararlı etkilerinden korunabilirsiniz.

cilt gunes Cildi güneşten korumanın yolları

Nemlendirici şart
Bu problemleri engellemenin en kolay yolu sık sık yıkanmak, derimizin gözeneklerini açık tutmaya çalışmaktır. Ancak su da, deniz, havuz, sabun gibi cildimizin kurumasına neden olan diğer bir faktördür. Yani yaz aylarında suyun ve güneşin kuruttuğu derimizi uygun nemlendiricilerle sürekli nemlendirmek gerekmektedir.

Daha çok, hassas ve kuru derili çocukların yüzünde yaz aylarında açık renkli, hafif kepekli lekeler oluşur .Bunların da engellenmesi ve tedavi edilmesi derinin güneşten korunması ve nemlendirilmesi ile mümkün olur.

Yine sıcak günlerde saç ve ayak bakımına da özen gösterilmelidir.

İsilik ve sivilceye karşı
Kalınlaşan yağlı deri bölgelerine asit salisilik, retinoik asit içeren losyon veya jel formunda deri incelticiler uygulamak isilik ve sivilce oluşumunu önleyebilir. Eğer cildimizde isilik veya sivilce oluşursa antibiyotikli losyon veya jeller, bazen de bazı sistemik ilaçlar gerekebilir.

Kuruyunca gövde, kol ve bacaklara, daha çok lastik asit ve üre içeren yağlı losyonlar, kremler; ayaklara ise vazelin ve asit salisilik içeren merhemler uygulamak deriyi rahatlatacaktır.

Güneş lekeleri
Yaz aylarında güneşten gelen ultraviyole ışınları, deride değişik lekeler oluşturmaktadır. Bunlar: Çiller: Özellikle yüze yerleşen küçük kahverengi lekelerdir. Kışın azalırlar.
Lentigolar: Güneş gören yerlerde oluşan çillerden daha büyük ve kışın gerilemeyen kahverengi lekelerdir. Karaciğer lekeleri de denmektedir. Açık renk derilerde, sarışınlarda ve orta yaş üstünde daha sık görülmektedir.

Açık renkli lekeler(hipomelenoz): Kol ve bacakların alt kısımlarında görülürler. Birkaç milimetre çaplı, yuvarlak ve açık renk lekelerdir.

Melazma (kloazma): Çeşitli nedenlerle ışık duyarlılığı (fotosensitivite) olan kişilerde yüzde oluşan yaygın koyu renkli lekelerdir. Işık duyarlılığı yapan nedenlerin en sık görülenleri
Cildi güneşten korumanın yolları

Güzel sanatlara ilgisi olan arkadaşlarım, güzel sanatlarda kullanılan malzemeler ve bu malzemelerin hangi özellikleri taşıdığını öğrenmek istiyorsanız sizlere bazı açıklamaları paylaşıyorum. Umarım işinize yarar…

guzel sanatlar Güzel sanatların çeşitleri nelerdir?

Güzel sanatların çeşitleri:
1 – Edebiyat: Kelimelerle yapılan bir güzel sanattır. Nazım ve nesir yolundaki bütün eserler bu kola girer.
2 – Resim: Yağlı, sulu ya da kuru boyalarla bir zemin üzerine çizgiler çizme ve boyama suretiyle yapılan güzel sanattır. Resim yapan sanatçıya ressam adı verilir.
3 – Heykel: Ya tabiatta var olan ya da hayalde canlandırılan varlıkları,taş, çamur, tahta, maden gibi maddeler kullanmak suretiyle üç boyutlu olarak yapma işidir. Heykel yapanlara heykeltıraş adı verilir.
4 – Mimarlık: İnsanların estetik zevklerine hitap edecek şekilde yapılar yapmaktır. Tarihî olmak özelliğini kazanmış yapıtlar, tapmaklar, camiler, saraylar, bir medeniyetin en güzel eserlerini meydana getirirler. Sanatçılarına mimar adı verilir.
5 – Musiki (Müzik): Sesleri melodi haline getirme sanatıdır. Müzik, pek çok bölümlere ayrılır. Musiki bestecilerine musıkişinas denir.
6 – Tiyatro: Bir hikâyenin, sahnede, oyuncular tarafından canlandırılarak temsil edilmesi sanatıdır. Bugün tiyatro eserleri, sinemalarda, radyolarda, televizyonlarda yer almaktadır. Eseri oynayan sanatçılara aktör, aktris adı verilir.
7 – Dans: Musikiye uyularak yapılan ritmik hareketlerdir. Pek çok çeşitleri vardır.

Bunların dışında olarak, bugün, sinema ve fotoğrafçılığı da güzel sanatlar arasında sayanlar vardır.

Güzel sanatların çeşitleri nelerdir?

Prematüre bebek ne demek? Bu yazımızda prematüre bebek hakkında geniş bilgileri sizlerle paylaşacağız. Prematüre bebek ne demektir ? Prematüre bebek sağlıklı mıdır ve hangi yöntemlerle yapılır..

Premature bebek 300x225 Prematüre bebek ne demek?

Prematürenin Kelime Anlamı: İngilizce’de olgunlaşmamış anlamındaki kelime; Türkçe’de özellikle biyoloji ve tıp alanında terim olarak kullanılmaktadır.

Prematüre Bebek
Amerikan Pediatri Akademisi, Amerikan Obstetri ve Jinekoloji Koleji ve Dünya Sağlık Teşkilatı, prematüreyi “annenin son adet tarihinin ilk gününden başlayarak bebeğin 37 haftadan (259 gün) önce doğması” olarak tanımlamıştır. 1.5 kg. altında bebekler çok düşük kilolu, 1 kg. altında bebekler ise aşırı düşük kilolu bebeklerdir.

37 haftalık süreyi tamamlamadan önce doğan bebeklere prematüre bebek denir.Prematüre bebekler birçok problemle karşı karşıya kalabilirler.Özellikle büyüme ve gelişme sırasında fiziki engeller gerçekleşebilir.(Yürümede bozukluk vb..) Prematüre bebekler de tabi ki belli aşamalara sahiptirler.37 haftayı doldurmadan doğan her bebek prematüre sayılsa da o sürenin altına inildikçe katmanlar halinde prematüre bebeklik seviyeleri değişir.

Prematüre Bebekler anne karnındaki gelişim süreçlerinde mutlak gerekli olan süreyi tamamlamadan çeşitli sebeplerden dolayı erken doğan bebeklerdir.
Bebeğin doğumu işte bu sınırlarda etkilidir.Prematüre bebeklerin yaptıkları aktiviteler, gösterdikleri hastalıklar tamamen doğdukları haftalarla belirleniyor.

34-37 Haftalık Doğan Prematüre Bebekler
Bu bebekler sınırda prematüre bebeklerdir.Çok riskli değildir durumları.

30-34 Haftalık Doğan Prematüre Bebekler
Normal prematüre bebeklik durumudur.

30 Haftanın Altında Doğan Prematüre Bebekler
30 haftanın altındaki sürede doğan prematüre bebeklere ileri dereceli prematürelik denir.

Yaşamın Sınırında Prematüre Bebekler 22-25 Haftalıklar
Prematüre bebeklerin hayatta kalıp kalmamalarını çok zorladıkları noktalardır.

Prematüre Bebeklerde Gözlenenen Fiziksel Sorunlar Nelerdir?
Göz muayenesi, işitme testi iyi geçmiş, gelişim olarak problem yaşamayıp; düzgün gelişim gösteriyorlarsa prematüre bebekler iyi durumda demektedir.
Yine de çok erken doğan prematüre bebekler ileride okul zamanında öğrenme bozuklukları, hiperaktivite, dikkat eksiklikleri, gibi problemler yaşayabilirler.Bu durumda kesinlikle doktorunuza başvurunuz!

Prematüre Doğumun Belirtileri

Eğer suyunuz 37. haftadan önce gelirse, karın ağrısı, vajinal kanama veya rahim kasılmaları hissederseniz derhal doğum bölümünü arayarak bir doktor veya ebe tarafından muayene edilmeyi sağlamanız gerekmektedir. Rahminizin kasılıp kasılmadığma ve bebeğin konumuna bakarak dahili bir muayene yapıp rahim ağzını, bebeğin önde gelen kısmını ve kordonun sarkıp sarkmadığını kontrol edeceklerdir. Koruyucu zarlar gittiği için aynı zamanda enfeksiyon belirtilerine de bakacaklardır. Eğer enfeksiyon riski varsa bebeğinizi en kısa zamanda doğurtmak için doğumu sintosinon vererek uyarmaya veya hızlandırmaya çalışacaklardır. Bebeğinizin sıkıntıda olduğuna dair bir belirti varsa, bebeğin prezantasyonu ve duruşu uygun değilse veya rahim ağzı sertse sezaryan yapılmasına karar verilebilir.

Suyunuz gelmemişse ama kasılmaların başladığını hissediyorsanız veya nişan geldiğini görürseniz, hemen doğum bölümünü aramalısınız. Derhal hastaneye gelerek yakından incelenmenizi ve yatak istirahatinde bulunmanızı isteyeceklerdir. Aynı zamanda damardan ritodrin de verebilirler. Bu ilaç (Astım hastalarının kullandığı Ventolin inhalerine benzeyen) rahmi rahatlatarak kasılmaların durmasını sağlar. Kullanılan yeni bir ilaç da Atosibandır. Bu ilaç da çok etkilidir, yan etkileri daha azdır fakat biraz daha pahalıdır. Eğer zarlarınız bozulmamışsa ve kasılmalarınız hafifse ama rahim ağzınız açılmışsa, ilaçlı veya ilaçsız sadece yatak istirahati doğumun başlamasını geciktirebilir. İyiliğiniz için daha yavaş hareket etmek ve cinsel ilişkiden kaçınmak şartıyla kasılmalarınız kesildikten sonra eve gidebilirsiniz.

Ancak eğer kasılmalar düzenliyse ilaçla bile doğumu 48 saatten uzun süre ertelemek zorlaşacaktır. Bu süre bebeğiniz için çok önemlidir. Özel bebek yoğun bakım ünitesi olan bir hastaneye nakledilmeniz ve bebeğin akciğerlerinin gelişmesine yardımcı olacak doğum öncesi steroid verilmesi için zamanınız olacaktır. 34. haftadan önce bebeklerin rahimde kalması, doğmalarına oranla daha avantajlıdır. Bu yüzden rahim kasılmalarını azaltmak, hatta durdurmak için yukarıda belirttiğimiz ilaçlardan birini almanız gerekebilir. Ancak piyasadaki tokolitik ilaçların hiçbiri erken başlayan doğum aktivitesini tam olarak durdurmakta etkili değildir.

Prematüre Doğumun Nedenleri

Prematüre doğumun pek çok sebebi vardır, ancak kadınların neden erken doğum yaptığını veya neden zarların doğum tarihinden haftalar önce yırtıldığını saptamaya yönelik tüm araştırmalara rağmen, prematüre doğumların büyük bir kısmı önlenememektedir. Aslında doğumu neyin tetiklediğini bilemediğimiz için, doğumu erkenden tetikleyen mekanizmaları da tam olarak bilemiyoruz. Bir teori, bebek, anne veya plasenta tarafından salgılanan hormonların doğumdaki rolüne odaklanırken, bir diğeri de vajina ve rahim ağzında bulunan spesifik protein seviyesinin doğum sırasında arttığını belirtmektedir. Prematüre doğumların yüzde20 ila 40′nın enfeksiyon kaynaklı olduğu belirtilmektedir ama eğer hiçbir tıbbi neden olmadan prematüre bir bebek dünyaya getirdiyseniz, istatistiksel olarak tekrar prematüre doğum yapma olasılığınız artar.

Ancak bazen bebekler tıbbi nedenlerden dolayı erkenden doğurtulmak zorunda kalmaktadır. Bu tıbbi nedenler arasında preeklampsi, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, plasenta yetersizliği, plasentanın erken ayrılması ve plasentanın önde gelmesi kaynaklı kanama yer almaktadır. Eğer yukarıdaki nedenlerden dolayı dünyaya gelmiş prematüre bir bebeğiniz varsa, bir sonraki hamileliğinizde bu nedenlerin oluşmaması için yakın takibe alınacaksmızdır.

Premature Bebek Bakımı
Gebeliğin 40. Haftasından önce doğan birçok bebek düşük doğum ağırlığına sahiptir.

Ana rahminde birkaç hafta önce çıkmak bir takım gelişme basmaklarını atlamak anlamına gelir. 36-38 haftalardan sonra olan doğumlarda genellikle ekstra sıcaklık, ekstra oksijen ve sık beslenmekle hallolan sorunlar bulunabilir. Ama daha önce doğan çocuklarda daha çok yardıma ihtiyaç vardır. Bu bebekler burunlarından takılan bir tüple beslenmek zorunda kalabilirler. Hatta nefes almasına yardımcı olacak bir takım cihazlar da gerekebilir.

Zamanına göre küçük bebekler : Miadına göre küçük bebeklerde rahim içi gelişme geriliği denen ve beklenenden daha az büyüme anlamına gelen bir ifade kullanılır. Bu bebekler ana rahminde 40 hafta kalmalarına karşın doğumda akranlarına göre küçük olabilirler. Bu bebeklere yapılan uygulamada prematüre bebeklere yapılana benzemektedir. Miadına göre küçük bebekler rahimde yeterince beslenememiş demektir. Genellikle bebeğin “küçük ” olması gelecekte sorunları olacağı anlamına gelmez. Rahim içi gelişme geriliğinin fetusun kalori ihtiyacını azaltan bir koruma mekanizması olduğu düşünülmektedir.

Prematüre doğan bebekler ne kadar prematüre doğduklarına göre farklılıklar gösterirler. Bazıları sadece biraz prematüredir ve kısa bir süre hastanede kaldıktan sonra anne-babaları ile evlerine dönerler. Diğerleri aşırı derecede prematüredirler ve hastanede aylarca kalmak zorunda kalırlar. Prematüre doğan bebeğinizle karşı karşıya kalabileceğiniz problemleri bilmek için önce bebeğinizin ne kadar prematüre olduğunu bilmelisiniz.

Normal bir gebelik 40 hafta ya da 280 gün sürer. Eğer 37 haftadan önce doğum gerçekleşirse bebek prematüre kabul edilir.

Prematüre bebekler gebelik yaşına göre 3 gruba ayrılmaktadır: 1. Grup : İleri derecede (24-31 hafta)
2. Grup : Orta derecede (32-35 hafta)
3. Grup : Sınırda (36-37 hafta)
Prematüre bebeklerin üçte ikisi sınırda preterm bebeklerdir.

Prematüreliği tahmin etmenin diğer bir yolu da doğum ağırlığıdır. Genel kaide; “ne kadar prematüre ise o bebek o kadar hafiftir” şeklindedir. Bunun için kullanılan çeşitli terimler vardır.

Düşük Doğum Ağırlığı(LBW) : Bebeğin doğumda 2500 gramdan az olması Çok Düşük Doğum Ağırlığı(VLBW): Bebeğin doğumda 1500 gramdan az olması.
İleri Derecede Düşük Doğum Ağırlığı(ELBW): Bebeğin doğumda 1000 gr.dan az olması.

Premature Bebeklerde Beslenme
Zayıf ve küçük doğan bebeklerin beslenmesi güçtür. Çoğunda emme refleksi az gelişmiştir. Doğumdan 4-6 saat sonra prematüre bebeğin emme refleksi yeniden kontrol edilir. Bunun için eller sabunla iyice yıkanır, durulanır, kısa tırnaklı küçük parmak bebeğin ağzına sokularak emip emmediğine bakılır. Emme refleksi varsa annenin sütü sağılarak bebeğe kaşık veya damlalıkla

ağzının kenarından birkaç damla verilir ve kolayca yutup yutmadığına bakılır. Emme refleksi gelişmemiş bebekler hemen hastaneye gönderilmelidir.

Premature Bebekte Anne Sütü
Anneye bir an önce bebeği emzirmeye başlaması öğütlenir. Bu bebekler emerken çabuk yorulurlar. Bu nedenle sık sık ve azar azar emzirilmeli, günde en az 8-10 kere beslenmelidirler. Beslenme sırasında sık sık bebeğin gazı çıkarılmalıdır. Bebek anne memesini emiyorsa, sütün süt çeker ile memeden sağdırıp, temiz bir bardağa koyarak damlalıkla bebeğe verilmesi gösterilir.

Anneye, bebeği iki üç gün süreyle biraz daha kuvvetlenene kadar bu şekilde beslemesi söylenir.Annenin ağır hastalığı ya da ölümü gibi nedenlerle anne sütü verilemeyecekse, bebek başka bir sütannenin sütü ile veya prematüreler için hazırlanmış ticari mamalarla, o da yoksa inek sütüyle beslenir. Anne ve ‘bebeğe bakan kimseye inek sütünü hazırlarken kullanacağı kapların, sütün konacağı şişenin emziklerin, kendi ellerinin, tırnaklarının çok temiz olması gerektiği Önemle anlatılır. Sütün konacağı şişe ve emzikleri tencere içinde en az 15 dakika kaynatması söylenir. Kaynatılmış emzik ve şişeler, kullanılıncaya kadar üzeri kapalı bırakılmalıdır.

Doğum ağırlığı çok düşük olmayan prematüre bebeğe kilo başına günde 1/2 çay bardağı süt, aynı miktar kaynatılmış soğutulmuş su ile karıştırılıp içine 1 tatlı kaşığı şeker, 1/2 çay kaşığı sıvı yağ konarak verilir.Unutulmamalıdır ki bu beslenme şekli kesinlikle anne sütü verilemiyorsa ve prematüre bebekler için hazırlanan mamalar alınamıyorsa yapılacak bir beslenme şeklidir.Aksi takdirde inek sütü bebeklere 1 yaşından önce verilmemelidir.

Örnek: 2 kg bir bebek günde,
1 çay bardağı süt
1 çay bardağı su
2 tatlı kaşığı şeker
1 çay kaşığı sıvı yağ
alabilir. Süt karışımı her seferinde taze hazırlanmalıdır. Bebek bir seferde verilecek sütü bitirmezse bu biberonda bırakılmamalı, atılmalıdır. Prematüre bebeklere, anne sütü alsın almasın ek olarak C ve D vitamini içeren şuruplar verilmelidir. Prematüre bebeğin iyi beslenip beslenmediği her gün dikkatle tartılarak kontrol edilir. Bebek iyi besleniyorsa haftada 200 g kadar kilo almalıdır. Eğer kilo eğrisinde düşme görülüyorsa bebek hekime gösterilir.

Görüşlerinizi alt kısımda yer alan yorum formunu doldurarak paylaşabilirsiniz..
Prematüre bebek ne demek?

Bülten

Sayın tüketiciler;

• Gıda,

• Gıda ile temas eden madde ve malzemeler,

• Takviye edici gıdaların

izin, tescil ve kontrol hizmetleri TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI tarafından yürütülmektedir.

• Takviye edici gıdalara insanların normal beslenmesine destek olması için izin verilmektedir.

• Takviye edici gıda adı altında KİLO VERDİRİCİ–ALDIRICI, BOY UZATICI, CİNSEL PERFORMANSI ARTTIRICI, SİGARA BIRAKTIRICI ve HASTALIKLARI İYİLEŞTİRİCİ gibi niteliklerde hiçbir ürüne Bakanlığımızca ÜRETİM ya da İTHAL İZNİ VERİLMEMEKTEDİR.

• Bakanlığımızca üretim veya ithal izni verilen takviye edici gıdaların isimleri, üretim ve ithal izni tarih ve sayıları ile üretici ve ithalatçı firma isimleri http://www.kkgm.gov.tr internet sitesi ana sayfasında yayınlanmaktadır. Bu bilgilerin tümü ürünün etiketi üzerinde doğru ve eksiksiz olarak yer almalıdır.

• Marka, isim, üretici-ithalatçı firma gibi bilgilerinin Bakanlığımızca yayınlanan bilgilerden FARKLI OLMASI ve/veya takviye edici gıdanın yukarıda belirtilen özelliklerinin olduğunun iddia edilmesi durumunda ürünleri KESİNLİKLE KULLANMAYINIZ.

TAKVİYE EDİCİ GIDA

İLAÇ DEĞİLDİR

HASTALIKLARI ÖNLEMEZ – TEDAVİ ETMEZ

KİLO VERDİRMEZ

CİNSEL PERFORMANSI ARTTIRMAZ

BOY UZATMAZ

• Piyasada bu etkilere sahip olduğu iddia edilen ürünlerin;

1- YALAN BEYANLA Bakanlığımızdan izinli oldukları iddia edilmektedir.

2- Etiket ve tanıtımlarında başka firmalara ait ithalat ya da üretim izni tarih ve sayıları kullanılmaktadır.

3- İzni alınırken beyan ve taahhüt edilen bilgilerden farklı etiket, ambalaj ve reklamlarla satışa sunularak TÜKETİCİ YANILTILMAKTADIR.

REKLAMLARDA VE

İNTERNET SİTELERİNDEKİ YALANLAR !

Bakanlık Onaylı Zayıflama Hapı

Bitkisel Yağ Yakıcı Tablet

7 Gün Etkili Cinsel Performans

%100 Bitkisel Cinsel Hayatı Düzenleyici

Doğal Haplarla Boyunuzu Uzatın

Boy Uzatıcı Besin Desteği

Sigara Bırakmaya Yardımcı Bitkisel Tablet

Böbrek Taşına Doğal Çözüm

Bitkisel Tablet ile İyileşeceksiniz

Bitki Özlerinden Oluşan Kapsül Hastalığınıza Son Verecek

Hastalığınızın Tedavisinde Etkili Besin Desteğidir

TÜKETİCİLERİMİZİN DİKKATİNE!

KİLO VERDİRİCİ-ALDIRICI, BOY UZATICI, CİNSEL PERFORMANSI ARTTIRICI, SİGARA BIRAKTIRICI ve HASTALIKLARI ÖNLEYİCİ İYİLEŞTİRİCİ etkisi olduğu iddia edilen ürünlere itibar etmeyiniz.

İnternet sitelerindeki yayınlanan bilgiler ve satılan ürünlerin ALDATICI OLABİLECEĞİNİ unutmayınız.

Bu ürünleri ve satış noktalarını Bakanlığımızın 174 ALO GIDA HATTI’na veya http://www.alo174.gov.tr internet sitesine bildiriniz.

Yapılan uygunsuz reklam ve ilanları SANAYİ ve TİCARET BAKANLIĞI’ na bildiriniz.

Radyo ve televizyonda yer alan uygunsuz reklamları RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU’na bildiriniz.

Şikayetleriniz için :

Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

Akay Cad.No:3 Bakanlıklar/ANKARA

Telefon: ( 0 312) 417 41 76 Faks: (0 312) 419 83 25

http://www.kkgm.gov.tr

Tarım İl Müdürlükleri

T.C.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI

Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

TAKVİYE EDİCİ GIDA

2011

Sayın tüketiciler; Takviye edici gıdalar hakkında!

İştahınıza hakim olamıyor musunuz

Atıştırma krizine giriyor musunuz? Bu öneriler tam size göre.

Diyetin en zor kısmı canınızın bir şeyler çektiği zamanlar. Eğer siz de iştahınıza hakim olamıyor, sürekli bir şeyler yeme arzusu duyuyorsanız Diyetisyen Yasemin Batmaca’nın önerilerine kulak verin.

ATIŞTIRMA KRİZLERİNDEN KURTULUN
Gün içinde sık ve az öğünler yemek, iştahınızın kontrolden çıkmasını önlemenin en kolay yolu. Belki yine arada bir şeyler atıştırmak isteyebilirsiniz, ama bu sefer yiyeceğiniz miktarlar az olacaktır. Böyle bir durumda atıştırmak için sağlıklı karbonhidratlara yönelin, çünkü bu besin türü sindirim sisteminde daha uzun süre kalıyor ve şeker seviyenizi yavaşça yükselterek daha uzun süreli bir tokluk hissi sağlıyor.

ÇİĞNEYEREK YİYİN
Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Üstelik bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor. Fazla yemekten kaynaklanan sindirim sorunlarından kurtulmanız da ayrı bir avantaj!

TAT ALMA DUYUNUZU UYANDIRIN
Yapılan araştırmalara göre, tat alma duyusunu değişik tatlarla tatmin etmek, daha az miktarlarla yetinmeyi sağlıyor. Sürekli aynı yemeği yemek de, özellikle tadı hoşunuza gitmiyorsa, bir süre sonra tat alma mekanizmanızın iptal olmasına yol açıyor. Ve bu nedenle de kendinizi sanki hiç yemek yememiş gibi hissedebiliyorsunuz. Böyle bir durumu engellemek için öğünlerinizi taze otlarla ve baharatlarla tatlandırabilirsiniz.

BOL BOL SU İÇİN
Su içmek kendinizi tok hissetmeniz açısından önemli. Ayrıca vücudunuz susuz kaldığında çoğu zaman açlık hissine benzeyen sinyaller gönderiyor. Bol su içmek, bedeninizin su istediği zamanlarda yemeğe yönelmenizi engelleyecektir.

GÜÇ GEREKTİREN EGZERSİZLER YAPIN
Egzersizleriniz zorlaştıkça vücut ısınız artıyor ve daha fazla kalori yakmaya başlıyorsunuz. Bu durum da egzersizi takip eden birkaç saat boyunca iştahınızın bastırılmasına neden oluyor. Böyle bir durumda normal öğün saatinden birkaç saat önce egzersiz yapmak en mantıklısı. Çünkü öğün saati geldiğinde spor yapmanın verdiği etkiyle iştahınız biraz daha kapanır. Fakat asla öğün atlama hatasına düşmeyin, aksi halde hem vücudunuz zayıf düşer, hem de bir süre sonra aşırı yeme isteği duyarsınız.

YEME İSTEĞİ BEYİNDE BAŞLIYOR
Beyin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmemize yol açan kimyasal maddeler salgılıyor. Bunun sonucu doğal olarak biz de yeme gereği hissediyoruz. Ancak beynimizin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. İşte, sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi bu. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna neden olabiliyor. Örneğin, yemek sonrasında canınız tatlı vitrininde duran o dondurma kasesinden çekiyorsa, bunun nedeni kesinlikle aç olmanız değil, kontrolden çıkan yeme isteğinizdir. Eğer bunu aklınızdan çıkarmazsanız, tokken yediğiniz yemek miktarını en aza indirmiş olursunuz.

Bugün

Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=69966&cat=220&dt=2008/04/25

İştahınıza hakim olamıyor musunuz

Dudak ve göğüslere uygulanan botoks artık güzelliğin aynası olan saçlarada uygulanıyor. Saçlara uygulanan botoks sayesinde saçınız 15 yaşındaki haline dönebilir. Saç botoksu hakkında bilgileri uzmanlarımız açıklıyor…

sac botoks Artık saçlarada botoks yapılıyor!

5 yıl kadar önce, Brezilya’da keşfedilmiş kalıcı fön. Bu yüzden adı ‘Brezilya fönü’ olarak kalmış. Kısa süre içinde de ünlüler için vazgeçilmez hale gelmiş. Sözgelimi Brezilyalı süper model Gisele Bündchen ve Amerikalı televizyon yıldızı Nicole Ritchie gibi ünlüler bu tekniği kullanıyor. Ayrıca Hollywood şöhretleri Halle Bery ve Jennifer Aniston da bu yöntemin sadık takipçilerinden. Kalıcı fön yapılıyor, saç 4-6 ay boyunca fönlü gibi görünüyor.

Türkiye’de yeni uygulanmaya başladı ama kuaförler talepler doğrultusunda bu yönteme kendi imzalarını atmaya başladı. Nasıl mı? Yıpranmış, kırılmış, cansız hale gelmiş, kimyasal işlem görmüş saçlara iki saatte keratin yükleniyor. Bütün saç cinsleri için uygun olan işlem sonucunda, özellikle kıvırcık saçlar, normal fönle elde edilemeyecek kadar parlak ve düz bir görünüm kazanıyor.

Brezilya keratini ile işlem yapmak için önce saç, sodyum içermeyen bir şampuanla yıkanıp kurutuluyor. Saç, boya işlemi yapar gibi bölümlere ayrılıp keratin sürülüyor. Kurutma işleminin ardından saç, 232 derecede ısıtılmış düzleştirici ile şekillendiriliyor. Yüksek ısı ve buhar, saçın kalıcı bir şekilde keratinle kaplanmasını sağlıyor. Keratin ile doyan saç, çok daha yumuşak, daha canlı oluyor ve kolayca her şekle girebiliyor.

İster dalgalı isterseniz düz

Yöntemin Türkiye’deki uygulayıcılarından olan San Stüdio Kuaför’ün kurucusu Nazmi Kul “Botoks nasıl yüzde gençlik yaratıyorsa, saçta da keratinle botoks etkisi elde ediliyor” diyor.

Nazmi Kul devam ediyor; “Bu yöntemi düzleştirici olarak kullanmakla kalmıyoruz, isteyenlere dalga da yaratıyoruz. Keratinin mucizevi etkisi uygulamanın ilk dakikasından itibaren hissediliyor.

Özellikle kopma aşamasına gelmiş saçlara bu yöntemi uygulayarak müthiş sonuçlar elde ediliyor. Çalışan kadınlar, kuaföre gitmeden bakımlı saçlara sahip oluyor”. Keratin yüklemesi uygulamasının ücreti, saçın uzunluğuna göre 200-350 TL arasında değişiyor.

Artık saçlarada botoks yapılıyor!

”Bekarlık sultanlıktır” diye bilinsede, kimine göre yanlız sultanlık olmaz,kimine görede kadersizliktir. Peki ya size göre?
evlilik6 5402 Bekarlık sultanlıkmıdır?

İşten eve döndüğümüzde bizi karşılayacak birinin olması, birlikte güzel bir yemek yiyerek o günkü olayları paylaşmak ve huzurlu bir uyku uyumak. İşte bu bekar insanların özlemini çektiği bir tablodur. Eve arkadaşlarını veya akrabalarını çağırarak böyle bir gece geçiren ve bundan keyif alanlar da var elbet. Bu tarz şeyleri sadece eşlerle yapmayız. Fakat genele yayıldığında bekarlar her geceyi düzenli ve alışılmış sınırlar içinde geçirmenin hayalini kurar. Konuşmak, bir konu üzerinde tartışmak, yatağa yatıp birlikte geçirilecek bir geleceği düşlemek… İşte tüm bunlar bekarların özlemini çektiği şeylerdir.

Paylaşma isteği
Evliliğe karşı olanlar bile bir gün doğru kişiye rastladıklarını hissettiklerinde hayatlarını o insanla geçirmek ister. Fakat o kişiyi bulana kadar çeşitli ilişkiler yaşar ve birçok kişiyi deneriz. Yaşımız ilerledikçe doğru insanı bulamadığımızı düşünüp içten içe panikleriz. Çünkü bir gün gözümüzün kenarında çizgilerle ve yorgun bir kalple uyandığımızda yanımızda yatan bir hayat arkadaşı olmamasından korkabiliriz.

Tüm bunların yanında kendi yolumuzu çizdiğimizi, birlikteyken mutsuz olmaktansa yalnız ama huzurlu olmayı seçtiğimizi kendimize gösteririz. Bu kendimize olan güvenimizi güçlendiren bir seçimdir. Fakat yine de içimizdeki ‘paylaşma’ arzusunu bir türlü söndüremeyiz.

Peki ya evliler
Hayatını bir insanla paylaşan kişiler özellikle uzun süredir evlilerse yalnızken her şeyin çok farklı olduğunu söyler ve sık sık eski günleri özlediklerini dile getirir. Hiç kimseye hiçbir konuda hesap vermemek, eve istediği saatte gelmek kısaca ‘özgür’ olmak evli insanların en çok özlem duyduğu şeydir. İki kişi yerine “tek” kişi olarak sadece yüreğinin gösterdiği yere gitmek evlilerin çok uzun zaman önce unuttuğu bir kavramdır.

Acele etmeyin
Bekar olmanın da evli olmanın da kendine has negatif ve pozitif yanları vardır. Fakat şu da bir gerçektir ki herkes sonsuza kadar mutlu olacağı bir evliliğin hayalini kurar. Önemli olan doğru zamanda doğru insanla amacın mutluluk olduğu bir ilişki kurmak ve bu ilişkiyi iki tarafın da ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda başarılı bir şekilde geleceğe taşımaktır. Hayatınızı biriyle birlikte mi yoksa yalnız mı geçirmek istediğinize karar vermeniz için acele etmenize gerek yok. Hayatın size sunduğu işaretleri takip edin ve mutluluğu hangi tarafta bulacaksanız oraya yönelin.

Evlilik alın yazımıza yazılan yazıların arasında gelir, eğer ki günü zamanı gelmemiş ise eğer siz ne kadar istesenizde olmuyor. O yüzden evleneceğim diye acele etmeyin zamanına bırakın. kaderin önüne hiç kimse geçemiyor malesef…

Evlenecek olan çiftlerimze mutluluklar dileriz…

Bekarlık sultanlıkmıdır?

Deride görülen bir cilt rahatsızlığı olan kızamık,
Gebelikte kızamık bebeğe zarar veriyor

Diyet yaptınız kilo verdiniz ve artık ideal kilonuzdasınız. Fakat artık yeniden kilo almıyacağınızdan emin misiniz, diyeti bırakınca bu kilo da mı kalacak sınız? Cevabınız ”bilmiyorum, umarım” mı oluyor? O halde gelin diyet sonrası da nasıl zayıf kalınır öğrenin.

diyet11 Diyet sonrası

Diyetten sonra hemen istediğiniz her şeyi yemeye başlamayın. Açlığınızı haşlanmış ve taze sebze ile giderin. Şekerleme yerine meyve yiyin.

Diyet Sonrası Zayıf Kalmanın Püf Noktaları;

* Beyaz unu ve şekeri unutun. Tahıl ürünleri midede daha uzun süre kalırken, daha tok da tutarlar.
* Günde dört öğün yemeyi adet haline getirin. Buzdolabını kapalı tutmaya özen gösterin! Çünkü bir parça salam, biraz yoğurt derken kaloriler artar.
* Hareket, metabolizmayı formda tutar. İki günde bir yarım saat koşun, bisiklete binin ya da jimnastik salonunda bir saat egzersiz yapın.
* Diyet uygulaması sırasında olduğu gibi ,diyet sonrasında da yaparken de günde 2 litre sıvı alın. Su, maden suyu içebileceğiniz gibi, bitki çaylarını da tercih edebilirsiniz. Tabii ki şekersiz ya da tatlandırıcı ile!

* Her gün, tabii diyetten sonra da, taze meyve ağırlıklı kahvaltı yapın. Böylece kaloriden tasarruf yaparken, zinde bir şekilde güne başlarsınız.

Diyet sonrası